KİTAP FİLM DİZİ TEKNOLOJİ

29 Mayıs 2015 Cuma

After Earth 2013 (Dünya : Yeni bir başlangıç)


   Bitirmemin üzerinden 10 dakika geçtiği için film hakkında daha rahat konuşabileceğim. Filmde Will Smith ve oğlu Jaden Smith baş karakterler olarak yer alıyor. İnsan ırkı dünyadan yüzyıllar önce ayrılmış ve dünyayı 1. derece karantina bölgesi olarak girilmez diye mühürlemişler. General Cypher Raige normal bir uçuş yaparken oğlunu da yanına almaya karar verir. Fakat yolda meteorlarla karşılaşınca gemi büyük hasar alır. Yok olmaktan kurtulmak için bir delikten atlamak zorunda kalırlar ve bir gezegenin yanına ışınlanırlar. Gemiyi hemen indirmek zorunda kalan tayfa 1. derece karantina bölgesi olan Dünya'ya kuralları çiğnemek zorunda kalarak iniş yaparlar. İniş çok zorlu olmuştur ve Kitai ile babası General Cypher Raige kurtulan 2 kişi olmuşlardır. Bir de gemide bulunan Ursa canlıdır. Ursa ne diye soracak olursanız; Ursa insanların başka bir gezegende savaştıkları canlılardır. İnsanları korkuturlar ve korkuyu izlerler. Bu yaratıklarla ancak hayaletler yani korkusunu sıfırlayabilen insanlar savaşabilirler.
   Dünyaya inince merkez koloniye yerlerini bildirmeleri gerekmektedir. Bunu yapabilmek için de bir cihaz var onu bulmalılardır. Gemide iki tane bulunan bu cihazın biri bozuk olunca ikincisini bulmaları gerekir. General Cypher Raige in iki bacağı da iniş sırasında kırılmıştır. Geriye sağlam kalan Kitai kalmıştır. Geminin Diğer yarısı yeryüzüne inerken 100 km ileride bir yere düşmüş ve diğer cihaz da bu kısımdadır. General oğluna bir görev verir ve 100 km lik yol için 4 günlük plan hazırlarlar. Gündüzleri normal sıcaklık olmasına rağmen geceleri dondurucu sıcaklıklar gözlenen dünyada gece dışarıda kalmak mümkün değildir. Bunun için gece olmadan sıcak bir bölgeye varmalıdır. Dünyanın oksijeni de yetersiz olduğundan oksijen kapsülü içen Kitai bu görev için hazırdır. Koşmaya başlayan Kitai yolda büyük zorluklarla karşılaşır. Bunların üstesinden gelmesinde babası ona destek olur. Kitai nin kolunda bulunan iletişim cihazıyla babası Kitai'yi adım adım izleyebilmektedir. Kitai yolda maymunlarla ve yırtıcı canlılarla karşılaşır ve bir şekilde bunların üstesinden gelir. Fakat en büyük sorun Ursa'dır. Ursa Kitai nin geçtiği yollara cesetler bırakarak Kitai yi korkutup izlemesine imkan sağlamak için uğraşmaktadır. Bakalım Kitai cihaza ulaşabilecek ve Ursa'nın hakkından gelebilecek midir? İzleyin öğrenin derim:)

Kişisel Görüş
   Arkadaşlar öncelikle film baba-oğul bir çekim olmuş. Filmde çok fazla karakter olmamasına rağmen sıkılmadan izledim. Wıll Smıth filmde kendi oğlunu oynattığı için büyük görevi oğluna vermiş. Kurgu yönünden değerlendirecek olursam; filmin kurgusunu beğendim. Zaten genellikle bilim-kurgu filmleri izlemeyi severim. İzlemenizi tavsiye ederim. Fakat size çok fazla bir şey katmayacağını da söylemekten çekinmemek lazım. İyi seyirler!

The Imıtatıon Game: Enigma (Yapay Oyun) 2014

 
   The ımıtatıon game yani Türkçe'ye yapay oyun diye çevrilen film gerçek bir hikayenin filmize edilmiş şeklidir. Filmde ilk bilgisayarın alt yapısını yani programlama kısmını icat eden Alan Turing'in hayatının bir kısmını anlatıyor.
   Öncelikle film bir dizi insana gönderilen davetiylerle başlıyor. Davetiyeler bir sınavın olduğunu haber veriyor ve tüm kendine güvenen zeki matematikçileri ve insanları yarışmaya davet ediyor. İlk adım olarak bulmacayı çözenler bir üst sınava alınıyor. Sınava katılanlar sınavın sonucuyla neler yapabilecekleri hakkında bir şey öğrenemiyorlar çünkü bu bir gizli görev denip olayın üstünü kapatıyorlar. Neyse konuya dönelim. Sınava son anda yetişen Alan Turing yani Benedict Cumberbatch sınavı üstün başarıyla geçiyor. Bu sınavı geçenlerle birlikte bir ordu karargahına çağırılıyorlar. Burada her türlü şeye sahip olan matematikçiler bir kodu yani Almanların Enigma 'sını kırmak zorundadırlar. Enigma ne diye soranlar için: enigma 2. dünya savaşında almanların radyo üzerinden emir verdiği kodun adı. Yani her harfin karşılığı başka bir sayı veya harf olabilir. Ve bu kod her gün değiştiriliyor ki her kırıldığında bir dahaki emirleri karşı tarafa sızdırtmamak için. Alan Turing yani baş karakterimiz 10 matematikçiden hariç kendi çalışır. Diğer arkadaşları Alan ı kötü karşılarlar ve onunla dalga geçmeye başlarlar. Alan'ın kodu kırmak için yaptıklarını boş vakit geçirmek olarak değerlendiren arkadaşları ise her 24 saatte bir değişen kodu kırmak için günlerini verirler. Aylarca uğraşırlar fakat birşey elde edemezler. Başlarındaki albay ise bu duruma kızar. Alan ise çalışmalarını her gün değişen kodu kendi kırabilecek bir makine yapmak üzerine yoğunlaştırır. Ve bir gün Enigma yı kırabilen bir makine yani kendi tarifiyle Cristopher'ını icat etmeyi başarır. Fakat makine günlerce dönen çarklardan oluştuğu için 24 saat içerisinde şifreyi kıramaz. Bu işlerle uğraşırken Alan, yanına başka bir kadını asistan olarak alır. Kızın ailesi muhafazakar bir kesimden olduğu için erkeklerin arasında bulunmasını istemezler. Alan buna çözüm olarak Joan ile evlenmeye karar verir. Fakat Joan, Alan'ın gey olduğunu öğrenince üzülür.
   Makineyle yani Cristopher ile günlerini harcayan Alan a arkadaşları da yardım etmeye başlarlar. Eğer kodu kırarlarsa savaşı kazanmaları an meselesidir. Bakalım Cristopher Enigma'yı kırabilecek mi?
   Kişisel Görüş:
Arkadaşlar öncelikle Benedict Cumberbatch hayranı olduğumu söylemem gerek. Sherlock tan da tanıdığınız Benedict usta oyunculuğuyla filmi coşturmuş. Filmin aldığı oscar lara gelecek olursak toplamda 5 dalda oscar ödülü alan film tam anlamıyla efsane. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Üzerinden şöyle 5 ay falan geçsin tekrar izlemeyi planlıyorum. İyi seyirler!

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Project Almanac (2015)

 
   Arkadaşlar öncelikle filmi izlemeye başlarken biraz endişeliydim.Çünkü internette Project Almanac yani Sonsuzluk Projesi filmini yayınlayan sitelerdeki yorumlar kötü yöndeydi. En çok şikayet edilen konu filmin tek kameradan çekilmiş gibi gösterilmesiydi. Fakat şöyle bir durum var ki filmin bu şekilde çekilmesi sizi filmin içinde bir karaktermiş gibi hissettiriyor.
 
   Filmin konusuyla ilgili spoiler vermeden konuşmak gerekirse; film bir üniversiteli gencin MIT denen bir fen bilimleri ya da Türkiye'deki Tübitak gibi bir bilim fuarında okumak için burs alması gereken bir öğrenciyi anlatıyor. Bu gencin adı David Raskin. Bu bursu kazanabilmek için sadece el hareketleriyle kullanılabilen bir drone helikopter icat etmiş ama tanıtım videosunu çekerken drone kontrolden çıkar ve video alt üst olur. Yine de David videoyu gönderir fakat 40 bin liralık okulun sadece 5 bin doları burs olarak verilir. David'in bir kız kardeşi ve bir de annesi vardır. Annesi David'in bursu kazanamadığını görünce evi satmaya ve okul masraflarını karşılamaya karar verir. David bu üzüntüyle tavan arasına çıkar ve babasının yaptığı icatlara bakar. Bunların arasında bir tane eski kamera bulurlar. David kamerayı alır ve için küçük yaşlarda çekilmiş bir doğum günü partisini görür. Videoyu dikkatlice izleyince David 4 yaşındaki doğum günü partisini kendi yaşında yani 19 yaşındayken çektiğini aynadan yansımasında görür. Hemen babasının evin altında bulunan laboratuvarına gider ve yerde gizli bir bölmede bir makine bulur.
   Bulduğu makinenin ne olduğunu anlamak David ve arkadaşları için çok zor olmaz çünkü David ve arkadaşları üniversitede mekanik ve fizik alanında okuyorlardır. David'in babası bir zaman makinesi icat etmiştir. David ve arkadaşları bu icatı tekrar canlandırmaya kararlıdırlar fakat bu makine onların başına daha kötü şeyler açacaktır.
   
   Benden bu kadar daha çok şey anlatırsam filmi izlemezsiniz. Film için kişisel yorumlarıma gelecek olursanız kötü yorumları filmi anlamayanların yaptığını düşünüyorum. Film gayet sürükleyici bir biçimde çekilmiş. Tek bir kameradan çekilmiş gibi gösterilmesi hoşuma gitti çünkü kendimi filmdeki karakterlerden biri gibi hissettim. Umarım sizde beğenirsiniz! İyi seyirler.
Jonny Weston
(DAVİD RASKİN)

19 Mayıs 2015 Salı

Game of Thrones 5. sezon 6. bölüm merak edilenler

    Dün Game Of Thrones 5. sezon 6. bölümü izledim ve en merak ettiğim konulardan biri olan Arya'nın ne yaptığıydı. Dünkü bölümde biraz Arya hakkında bir şeyler anlattılar. Jaqen H'ghar sonunda Arya Stark'a ölenlerin nereye gittiğini gösterdi. Ölenlerin yüzleri koca bir mahzen gibi bir yerde saklanıyormuş. Açıkçası tahmin ettiğim şeylerden biriydi. Çünkü Jaqen istediği insanların yüzüne dönüşebildiğine göre ölenleri kullanıyor olabileceğini düşünmek te çok zor olmasa gerek.
    İşte Arya'nın merak ettiği ve ölenlerin götürüldüğü mahzen. Biraz ürkütücü gözükmesine rağmen Arya hiç çekinmeden mahzende dolaştı. Jaqen yani yüz değiştiren adam, Arya'nın hiç kimse olmaya hazır olmadığını fakat başka biri olabileceğine hazır olduğunu söyledi. Arya'nın öyküsü nasıl devam edecek gerçekten en çok merak ettiğim karkterlerden biri oldu.
    Eğer Arya yüzsüz biri olabilirse yani Jaqen'ın tabiriyle hiç kimse olabilirse sanırım ilk önce Cersei'den intikamını alacaktır. Dizinin bu bölümünde Sansa'nın Roose Bolton ile evlenmesine tahammül etmek çok zordu. Sansa'nın yerinde olsam direk kuleye çıkar mumu yakardım. Sonuçta Kuzey'de kendi evindesin ve işgalcilerin katillerin oğluyla evleniyorsun. Tahammül etmesi zor bir durum açıkcası.
    Merak ettiğim diğer bir konu ise Bran'e neler olduğu. 4. sezonun sonunda Bran amacına ulaşıyordu ve orada yaşlı bir adam ve küçük bir kızla karşılaşıyordu. Yaşlı adam Bran e yürüyemeyeceğini fakat uçabileceğini söylüyordu. 5. sezonda beklemiyorum ama 6. sezon olursa ki olacağına eminim gerek Bran olsun gerekse Daenerys'in Ejderhaları olsun efsanevi bir sezon olacağını tahmin ediyorum. Umarım beklentileri düşüren bir şeyler yapmazlar. Ayrıca Arya'nın da dizi boyunca yani 5 sezonda ne kadar büyüdüğü de dikkat çeken şeyler arasında. 
   
   

17 Mayıs 2015 Pazar

Blogunuzdaki kayıtların başına ikon (icon) ekleyin!

   Siz blog severlerin her yerde deli gibi aradığı şeylerden biri, post yani kayıt başı ikon ya da ingilizcesiyle icon eklemek nasıl yapılır onu göstereceğim. Yapacağımız basit bir kaç şey var hemen başlayalım!
Öncelikle arkadaşlar blogspot ya da blogger daki arkadaşlar için resimde gösterdiğim gibi şablona geliyoruz ve ardından Html'yi düzenle kısmına tıklıyoruz. Ardından açılan sayfada altta göstereceğim şeyleri yapıyoruz. (RESİMLERİ GÖREMİYORSANIZ TIKLAYIP BÜYÜTÜNÜZ)
Ctrl+f tuşlarına birlikte basarak sayfada arama yapıyoruz. Açılan arama kutucuğundaki yere .post yazıyoruz. Ardından açılan yerde postlarla yani kayıtlarla ilgili html kodlarının bulunduğu yere gelmiş oluyoruz. Şimdi arkadaşlar altta verdiğim kodu diğer kodları bölmeyecek şekilde aralarına yapıştırıyoruz. Fotoğrafta da benim yapıştırdığım kod mevcut isterseniz bakabilirsiniz.

Arkadaşlar yapıştırmanız gereken kod: (EKSİKSİZ KOPYALAYIN) 
.entry-title {
  background: url(http://i.hizliresim.com/8gP8X7.png) no-repeat left transparent;
  padding-left: 80px;
}

Bu kodu yapıştırırsanız postlarınız yani kayıtlarınızın başında şöyle bir ikon gözükecektir:
Eğer dilerseniz kendinizin beğendiği bir iconu da ekleyebilirsiniz. İkonlara bakmak için birkaç site mevcut. İkon sitesi için tıklayınız. Buradan seçtiğiniz bir resmi hızlı resim.com a yükleyin. Yükledikten sonra açılan linkler sayfasında DOĞRUDAN ULAŞIM LİNKİNİ yani en alttakini kopyalıyoruz. Yukarıda vermiş olduğum koddaki urlden sonraki parantezin içindeki linki silin ve kopyaladığınız linki yapıştırın. İşte bu kadar! Sorun yaşarsanız yorum atıp yardım alabilirsiniz.
How can ı add an icon to post title? Dilerseniz videodan destek alabilirsiniz.

15 Mayıs 2015 Cuma

Ucuz ve Kaliteli telefon bakıyorsanız: Turkcell T60

   Evet teknoloji severler eğer şu aralar hem ucuza bir telefon arıyor hem de kaliteli bir telefona sahip olmak istiyorsanız eminim Turkcell T60 sizlere bu konuda önerebileceğim en iyi iki telefondan biridir. Diğer telefonu önceden anlatmıştım. Haziran 2015'te Türkiye'ye gelmesi beklenen Asus Zenfone 2'ye bakmak için tıklayınız. Öncelikle arkadaşlar telefonun daha satışa çıkmadığını söylemem gerek. Şu an Turkcell sadece ön talep alıyor ve telefon piyasaya sunulduğunda ilk alanlardan biri siz olabilirsiniz. Piyasaya sürüleceği fiyatı önceden duyuran Turkcell bu teknolojiyi gayet iyi bir fiyata 800 TL'ye satmayı düşünüyor. Arkadaşlar uzun ve sıkıcı teknoloji sayfalarından aradığınızı bulmak zor olduğu için telefonun özelliklerini kısaca anlatmaya çalışacağım. Yazıyı okuduktan sonra yorum yapmayı unutmayınız!
 
Turkcell T60 Özellikleri:
   Öncelikle anlatmaya ekranından başlamak istiyorum. Telefonun ekranı 5 inch büyüklüğünde olması gayet normal karşılanabilir bir durum olduğunu söylemek gerek çünkü Apple dahil tüm telefonlar yavaş yavaş ekranlarını büyütüyorlar. Telefonun 129 gram ve 7.8 mm olduğunu gördüm. Telefonun en dikkat çekici özelliklerinden biri 8 çekirdekli ve 1.5 Ghz hızında olması gerçekten fiyatına göre çok üst seviye bir hız olarak göze çarpıyor. Telefonun kamera özelliklerine gelecek olursak; 13 MP arka kamera ve 5 MP ön kamera ile çok üst düzey bir çözünürlük olmasa da gayet yeterli bir fotoğraf çekimi sunuyor kullanıcılara. Turkcell'in kendi geliştirdiği akıllı mod ile uygulamalar arası kolay geçişler kullanıcıya gayet rahat bir konfor sunuyor. Telefonun ses özelliklerine gelecek olursak; uyurken telefonun sesini duymuyorum diyorsanız tam size göre bir telefon. Ses özellikleri Dolby Surround'un eşsiz ses programlarıyla donatılmış telefon.
   Turkcell T60'ın hızlı bir telefon olacağını çıkmadan söyleyebilmek mümkün çünkü telefon 2 GB RAM'e sahip. Yakında Türkiye'de de 4G hizmetine geçileceğinden artık Turkcell T60 gibi yeni çıkacak telefonların hepsi 4G uyumlu üretiliyor. Pil kullanımına gelecek olursak pil 2400 mAh olmasına rağmen pilin ne kadar yettiği durumundaki soruları ancak telefon piyasaya sunulduktan sonra öğrenebiliriz.
Telefon çıktığında ilk benim haberim olsun diyorsanız tıklayın!

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Kendi Android Uygulamanızı Yapın!

   Evet arkadaşlar telefon dünyasında milyonlarca uygulama var ve ben bunların nasıl yapıldığını bilmiyorum ya da bir tane de ben yapayım diyorsanız tam size göre bir yazı hazırladım. Öncelikle arkadaşlar bu uygulamayı yapmak için gereken 10 dakikadır. Öyle günlerce uğraşmanızı gerektiren bir şey yok. Tabi ki çok da güzel bir şey beklememenizi söylemiş olayım. Biz uygulama yapmak için şu siteyi kullanacağız: AppGeyser

AppGeyser nedir?
   AppGeyser, android kullanıcılarına sunulan basit bir uygulama üretme sitesidir. Eğer güzel bir uygulama yaptığınızı düşünüyorsanız uygulamanızı Google PlayStore'a da koyabilmeniz mümkündür.

Nasıl Yapacağız?
   Öncelikle bu linkte tıklıyoruz.


 Ardından "ŞİMDİ OLUŞTURUN" butonuna tıklıyoruz.
Açılan Sayfada istediğimiz uygulamanın türünü yani yapmak istediğimiz uygulama nasıl bir şey olacak onu seçiyoruz.

Örnek olarak anlattığım için ben web sitesi kategorisini seçiyorum ve şöyle devam ediyoruz. Ardından web site url olarak bir kısım çıkıyor. Oraya web sitemizin url sini giriyoruz ve next diyoruz.
Ardından çıkan sayfa şu şekilde oluyor. Bu sayfada isterseniz default icon diyebilirsiniz. Ya da istediğiniz bir fotoğrafı yükleyin. Bu yüklediğiniz sizin app'inizin simgesi olacak.
Sonra next diyoruz ve uygulamamız hazır. Hazır olduğunda yanda bir telefon ekranı çıkıyor bu da uygulamanızın bir önizlemesidir.
Veee uygulamanız hazır. Uygulamanızı indirebilmeniz için bir link verilir ve linke tıklayarak uygulamanızı indirebilirsiniz. İşte bu kadar. Dilerseniz videodan destek alabilirsiniz.
                                       

Simyacı (Paulo Coelho)


KİTAP YORUMU:
   Arkadaşlar kitap çok büyük olmasa da bir çok derin anlamlar içeren cümleler ve kelimeler kullanılmış. Simyacı 1988 yılından bu yana dünyanın dört bir yanında kitap listelerini alt üst eden, aylarca liste başı olmuş bir kitaptır. Eski şarkı sözü yazarı olan Paulo Coelho yeteneğinin derinliklerini bu kitapta da bariz belli etmiş. Kitap İspanyol bir çobanın hayatını kişisel menkıbesini yani hayatının amacı olan hikayesini yaşıyor. Paulo Coelho kitabı İspanyol çobanın ağzından anlatmış. Çoban Santiago okul çağına geldiğinde babası onun bir din adamı olacağını söylemiş ve Santiago'yu bir hristiyan kilisesine öğrenci olarak göndermiş. Santiago babasının istediği gibi bir iki yıl bu okula gider. Ama Santiago'nun yapmaktan zevk aldığı bir şey vardır: gezmek. Santiago babasıyla konuşur ve babasından aldığı bir kese altınla çobanlığa başlar. Hem çobanlık yapacak hem de dağ bayır gezecektir. Santiago şehir şehir dolaşır ve sürüsünden elde ettiği yünü tüccarlara satar. Bir gün bir şehirde yün satmak için tüccarı beklerken bir yaşlı adamla karşılaşır. Yaşlı adam Santiago'nun okuduğu kitapla ilgili bir şeyler söyleyerek Santiago'nun dikkatini çekmeyi başarır. Ardından Santiago'ya Mısır'daki piramitlere gitmesini ve kişisel menkıbesinin hazinesini orada bulacağını söyler ve 2 adet taş hediye eder. Taşlardan biri Ummim diğeri de Tummim'dir. Bu taşları kararsız kaldığında soru sorması için kullanması gerektiğini söyler.
   Santiago'nun Mısır yolculuğunda bir çok şey yaşar. Parasını bir İspanyola çaldırır ve bu yüzden bir yıl bir billuriye dükkanında çalışmak zorunda kalır. Ardından kazandığı parayla Mısır'a devam eder. Çölü geçmek için bir kervanla anlaşır. Kervanda sürekli kitap okuyon İngiliz, Santiago'nun yakın arkadaşı olur ve yolculuk boyunca onunla sohbet ederler. İngiliz de meşhur simyacıların aradığı ölümsüzlük iksirini aramaktadır. Bakalım Santiago ve İngiliz kişisel menkıbelerini başarıyla bitirebilecekler mi?

Kişisel görüş:
   Arkadaşlar ben kitabı çok heyecanlanarak okumadım ama her kelime ve cümle özenle yazılmış bu kitapta. Her cümlede dünyada yaşam ile ilgili, amaçlar, hedefler, insanın hayatının gereği gibi felsefik düşünceleri çok güzel bir şekilde anlatmış Paulo Coelho. Okumanızı tavsiye tabiki ederim. İleride tekrar okunacaklar listesine Simyacı'yı da eklemiş bulunuyorum.

Kitaptan beğendiğim bir söz: "Bir şeyi yapmak o şeye başlamaktan ibaret değil midir?"

GoodReads için tıkla!
Sizin için en ucuzunu araştırdım burdan alabilirsiniz. 25. özel basım(ciltli kutulu) Tıkla!

10 Mayıs 2015 Pazar

Karanlık Ateş (Karen Marie MONING)

      Eğer hem gerilmek hem de sayfa numaralarına bakmadan kitap okumak istiyorsanız tam size göre bir kitap Karanlık Ateş. Kitap bir serinin ilk kitabı olmakla beraber bestseller lar arasında yerini çoktan almış bile. Kitabın kapağı ne kadar hoşuma gitmese de bir arkadaş tavsiyesiyle okuduğum kitap gerçekten güzel bir dille anlatılmış. İlk defa bir bilim kurgu konulu romanı sayfa sayılarına bakmadan okudum.
   Konusuna gelecek olursak kitap normal bir yaşamı olan MacKayla Lane isimli bir kızın ağzından anlatılıyor. Çünkü kızın yazdığı bir günlük gibi olmuş kitap. Mac evinin arka bahçesinde güneşlenirken kız kardeşinin İrlanda'da okurken öldüğünü öğrenir. Polis cinayeti araştırır fakat ne bir delil ne de bir tanık yoktur. Bir ay boyunca İrlanda ile yazışan Mac polisin bir şey bulamamasına dayanamamış ve İrlanda'ya gitmeye, cinayetle ilgili gerçekleri öğrenmek için kendini zor tutmaktadır. Annesi ve babası "bir kızımı kaybettim, diğer kızımı da kaybedemem" diyerek Mac'e ne kadar engel olmaya çalışsalar da Mac İrlanda'ya biletini alır. Uçağa binmeden önce bozulan telefonu yerine yeni bir telefon alır ve telefon bozukken gönderilen sesli mesajları dinlemeye başlar. Sesli mesajlardan biri ölen kız kardeşinden geldiğini görünce heyecanlanır; "Mac sana anlatmam gereken çok şey var. O geliyor! Mac başım belada! Mesajımı görünce beni ara!" şeklinde şeyler söyleyen kız kardeşinin öldürüldüğünden emin olan MacKayla İrlanda'ya gider. Kardeşi telefonda O geliyor Şi-Sa-Du geliyor diye söylemişti. Mac İrlanda'da Şi Sa Du nun ne olduğunu arar. Kime sorsa ya bilmiyorum diyor ya da nerden öğrendin diye soruyor. İrlanda'da Mac tuhaf şeyler yaşamaya başlar. Garip şeyler olan ülkede neler olacak bakalım. Mac kardeşinin ölümünü araştırırken nelere bulaşacak? Başına neler gelecek? Benden bu kadar gerisini okuyarak öğreniiin :) Yorumlarınızı bekliyorumm.

İnce Memed 1 (Yaşar Kemal)

   Eğer Türk romancılarımızın en muhteşem eserlerini okumadıysanız size Yaşar Kemal'in İnce Memed serisini öneriyorum. Hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap olup serinin ilk kitabı İnce Memed 1'dir.
   Usta yazar Yaşar Kemal İnce Memed serisini 32 yıllık bir uzun sürede yazmıştır. İnce Memed kitabında genç ve öksüz bir gencin Memed'in Çukurova'daki zorlu hayatı anlatılıyor. Çukurova'da Abdi Ağa'nın ağalık yaptığı toplam 4 köy vardır. Abdi Ağa tüm köylülerden yüksek vergi alarak zengin olmuş ve köylüleri öldürmekle korkutuyor. Memed'de Abdi Ağa'nın tarlalarından birini sürmek zorunda bırakılmıştır. Bir gün Memed Abdi Ağa'ya baş kaldırır ve köyden kaçarak dağa çıkar. Memed eşkiya olmuştur. Günlerini jandarma komutanı Recev Çavuş la çatışarak geçirir. Sevdiği kızı da köyden kaçırmaya çalışan Memed çok zor zamanlar geçirmek zorunda kalır. Memed dağa çıkınca Abdi Ağa Memed'in annesini köyün ortasında herkesin gözü önünde döver. Memed buna dayanamaz ve Abdi Ağa'yı aramaya başlar. Memed eşkiyayken birkaç dost edinmiştir ve bu dostlarıyla köyleri basıp Abdi Ağa'yı aramaktadır. Çukurova'da bir çok eşkıya takımı bulunmaktadır. Memed yaşamını sürdürebilmesi için bu eşkıya çeteleriyle de savaşmak zorundadır. Bakalım Memed amacına ulaşıp Abdi Ağa'yı öldürebilecek midir?
   Kişisel yorumuma gelecek olursak kitap şu ana kadar okuduğum Türk romanlarının en iyisi diyebilirim. Okuduğum Türk romanları sayısı ne kadar az olsa da artık bir Türk romanı hastası oldum sanırım. Serinin diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumayı planlıyorum. Umarım siz de beğenirsiniz. Okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyorum :)
Yaşar Kemal (2010)

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Kyle XY (En beğendiğim bilim kurgu dizisi)

   Arkadaşlar en beğendiğim bilim kurgu dizisi olarak Kyle XY bir ABD yapımı dizisi olup ABC Family kanalında yayınlanıyordu. Türkiye'de de TNT ve Dizimax' te yayınlandı. Toplamda 3 sezon olup 43 bölüm bulunmaktadır. Hiç bir zaman izlerken sıkılmadığım dizide Matt Dallas ana karakterdir.
   Matt Dallas dizide Kyle ı canlandırıyor. Kyle ormanın ortasında çıplak bir şekilde uyanır ve Dünya hakkında hiç bir şey bilmiyordur. Çevreyi inceler, her şey ona yabancı gelmektedir. Kyle sokaklarda çıplak dolaşırken polisler tarafından yakalanır ve çocuk yetiştirme yurdu tarzı bir yere verilir. Dizinin bu kısmında Nicole Trager bu yurda görevi psikolojik danışmanlık olarak gelir ve Kyle hakkında anlatılanlara yoğunlaşır. Kyle'ın normal bir insan olmadığını anlar. Kyle'ı evine götürüp tedavi etmek ister. Ancak Kyle daha konuşmayı bile bilmemektedir. Trager ailesinde bir kız ve bir erkek yani Josh, Lori ve babaları Stephen yaşamaktadır. Şehrin merkezine yakın bir yerde iki katlı bir evleri bulunmaktadır.
   Çok zor olmasa da Lori ile Josh yeni çocuğu kabul ederler ve onunla ilgilenmeye başlar. Yavaş yavaş konuşmayı da öğrenen Kyle'ın çok hızlı koşmak, çok zeki olmak ve çok zeki olmak gibi yetenekleri bulunmaktadır. Kyle bir gün evdekilerden habersiz dışarı çıkar ve yan evden gelen piyano sesine yönelir. Yavaşça yan evin kapısını açar ve piyano çalan kızı görür. Parça bittiğinde kız arkasına döner ve Kyle'ı görür. Kızın adı Amanda'dır. Kyle hemen oradan uzaklaşır ve Trager ların evinin garajı olan odasına döner. Müthiş bir çizim yeteneği olan Kyle gördüğü kızı çizer.
  Amanda günler geçtikçe bu çocuğa aşık olur. Kyle da Amanda'ya aşık olduğundan çıkmaya başlarlar. İlerleyen günlerde Trager lar Kyle dan şüphelenmeye başlarlar. Çok zeki oluşu ve yaşadıkları sıradışı olaylardan sonra Kyle'ın farklı bir insan olduğunu anlarlar. Kyle da kendisinin kim olduğunu tam olarak bilmemektedir. Sürekli gördüğü rüyaları çizen Kyle ailesini veya kim olduğunu bulabilecek mi? İzleyin öğrenin:)
Beğenerek izlediğim diziyi birkaç ay sonra bir daha izlemeyi planlıyorum. Umarım siz de beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum:) Dizi ilk bölümünden beri sizi içine çekecektir.


4 Mayıs 2015 Pazartesi

Hafıza Sarayı Nedir ve Nasıl kurulur? (MİND PALACE)

   Arkadaşlar birçok insan unutmaması gereken herhangi bir bilgiyi kredi kartı şifresi olsun ya da öğrencilerin ezberlemesi gereken bir şiir olsun hatırlaması zor olan şeyleri kendinize bir Hafıza Sarayı (MİND PALACE) inşa edin. Peki bu mind palace nasıl inşa edilir bundan bahsedelim.
Sherlock dizisinde MİND PALACE
HAFIZA SARAYI NEDİR?
   Bilmeyenler için önce hafıza sarayı yani mind palace nedir onu açıklayalım. Arkadaşlar mind palace, istediğiniz bir bilgiyi oluşturduğunuz bir hayali dünyada yani zihninizde bir yerlere koymaktır. Bu bilgiyi istediğiniz zaman açıp bakabilir isterseniz bir kitabı hayal dünyanızda okuyabilirsiniz. Çok üst düzeylere kadar çıkabilirseniz dediğim gibi bir kitabı bile ezberleyebilirsiniz.

1. AŞAMA Hafıza Sarayınızı Seçin
   Arkadaşlar öncelikle hafıza sarayımız olabilecek bir yeri bir mekanı seçmeliyiz. Bu mekan her gün geçtiğiniz bir sokak ya da çoğu insanın seçtiği bir ev olabilir. İnsan evinin her köşesini milim milim bildiğinden dolayı hafıza sarayı olarak seçilmesinin faydası ise çok rahat hareket edip istediğiniz bilgiye kolay ulaşabilmenizi sağlamanızdır. Altta ünlü İngiliz dizisi Sherlock un Mind Palace ı olarak kendi evini seçen sherlock evinde istediği gibi dolaşabilir.
2. AŞAMA Hafıza Sarayınızı İyice Tanımak
   Bazı ağma insanların hafıza sarayı bulunmaktadır. Evin içerisinde hızlıca dolaşabilirler ve hiç bir yere çarpmazlar. Bu mekanı iyice tanımaları onların en büyük yetenekleridir. Siz de onlar gibi mekanı tanımalısınız. Bence en önemli aşama mekanı tanımaktır. Mekanda rahat dolaşabilmeniz ve mekana bıraktığınız notlara kolay ulaşabilmeniz açısından önemlidir. Mekanı tanıyabilmek için eğer seçtiğiniz yer evinizse; evinizi gezin ve gördüğünüz her şeyi inceleyerek bakın. Mesela her gün gördüğünüz vazonun dikkat etmediğiniz bir tarafını inceleyin. Bu tür şeyler hafıza sarayınızı güçlü temeller üstüne kurmanızı sağlar.

3. AŞAMA Hafıza Sarayınızı Doldurun!
   Şimdi hatırlamanız gereken herhangi bir şeyi mekana yerleştirme mekanla ilişkilendirme zamanı! Önce hafıza sarayınıza yerleştirmeniz gereken sözcükleri ya da olayları düşünün. Ben şimdi anlatmak için Namık Kemal ismini seçtim ve unutmamak için neler yapacağız bakalım. Şimdi sarayım da evim olsun. Gözlerimi kapattım ve kendimi evimin girişinde hayal ediyorum. Koridorda yavaş yavaş yürürken bir tablo görüyorum. Yaklaştığımda tablonun kenarında N. K. baş harflerini görüyorum. Bunların ne olduğunu düşünürken yan odada bulunan Namık Kemal'in İntibah adlı kitabı gözüme ilişiyor. Tam bu anda hafıza sarayımızı kapatabiliriz. Artık bu düşündüklerimiz hafıza sarayımızın bir parçasıdır.
   Şimdi istediğiniz bir şekilde istediğiniz yerde hafıza sarayınıza girebilir ve evinizde dolaşırken hatırlamak istediğiniz bilgileri bulabilirsiniz. 
   Şimdi size Sherlock Dizisinden bir MİND PALACE sahnesini izleteyim. Link için tıktık
   Kaynak olarak http://www.wikihow.com/Build-a-Memory-Palace kullanılmıştır.















1 Mayıs 2015 Cuma

The Last Ship

   Yönetmenliğini Hank Steinberg'in yaptığı The Last Ship bir amerikan dizisidir. Dizide bir çok ünlü karakterler yer alırken dizinin konusu da sizleri ayrı ayrı büyüleyeceğinden eminim. Tnt de yayınlanan dizinin şuana kadar sadece ilk sezonu izleyiciyle buluştu. İlk sezon 10 bölümden oluşurken ikinci sezonda bu sayıya üç ekleyerek sezondaki bölüm sayısını 13 e çıkarttılar.
   Arkadaşlar bilim kurgu ve savaş filmlerini dizilerini seviyorsanız en geç bir hafta içerisinde ilk sezonu soluksuz izleyeceğinizden eminim.
The Last Ship'in konusu
   Konusuna gelecek olursak spoiler vermeden anlatmak zor olsa da deneyeceğim. İlk önce Kahire'de başlayan salgını Mısır hükümeti kontrol altına aldığını söylüyor fakat virüs dünyaya yayılıyor. Virüse yakalanan insanlar bir kaç gün içerisinde ateşli bulantı, kusma gibi rahatsızlıklardan ölüyorlar. Tüm hükümetler aşıyı geliştirmeye çalışıyor. U.S.A Nathan James gemisi ise Amerika tarafından kutuplara virüsün ilk halini bulmaya gönderiliyor. Virüsün ilk halini bulmaya çalışan Doktor Rachel Scott ve Quincy karda virüsü ararken dizi başlıyor. Virüsün ilk halinden tedaviyi üretmek isteyen diğer gruplar Nathan James'a saldırıyorlar. Doktor Rachel Scott, Tom Chandler'ın komutasındaki 216 kişilik üst düzey donanımlı Amerika silahlı Kuvvetleri nin gemisinde bulunan laboratuvarında tedaviyi üretmek için çabalamaktadır. Dünya'da yaşayan sayısı oldukça azalmıştır ve birilerinin aşıyı üretmesi gerekmektedir. Dizide biraz amerikan propagandası yapılsa da Amerika'nın sahip olduğu orduyu güçlü göstermişler. Tom Chandler gemisini ve tayfasını ayakta tutabilmek için her yolu deniyor. Limanlardan benzin ve erzak topluyor gerektiğinde üç gün susuz kalıyor. Bakalım Doktor Rachel Scott'ın araştırmaları sonuç verecek mi? Aksiyon ve heyecan dolu dizi bilim kurgu severleri ekran başına topluyor!
The Last Ship 2. Sezon Ne zaman?
   Amerika tv kanalı TNT de yayınlanan yaz dizisi olan The last ship'in 2. Sezonu HAZİRAN 2015'TE başlaması bekleniyor. Official trailerlar youtube'da mevcut.
The Last Ship 1. Sezon bölümleri listesi:
1-Phase Six
2-Welcome to Gitmo
3-Dead Reckoning
4-We'll get there
5-El Toro
6-Lockdown
7-SOS
8-Two sailors walk into a bar..
9-Trials
10-No place like home

Copyright © BLIND AND FEARLESS | Powered by Blogger

Design by Anders Noren | Blogger Theme by NewBloggerThemes.com